Tarihi arşivleri | İstanbul'da Gezilecek Yerler İstanbul Gezi Rehberi Wed, 08 Jun 2022 07:44:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.6 https://istanbuldagez.net/wp-content/uploads/2021/11/cropped-ms-icon-32x32.png Tarihi arşivleri | İstanbul'da Gezilecek Yerler 32 32 Süleymaniye Camii Hakkında Bilgiler (Hikayesi, Türbeleri, Nerede…) https://istanbuldagez.net/tarihi/suleymaniye-camii-hikayesi-turbeler/ https://istanbuldagez.net/tarihi/suleymaniye-camii-hikayesi-turbeler/#respond Thu, 05 May 2022 11:14:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=97 Osmanlı İmparatorluğunun zirvede olduğu dönemde Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a yaptırdığı muhteşem bir eser olan Süleymaniye Camii, İstanbul’daki tarihi camiler arasında görülmesi gereken en önemli yapılardan. Haliç ve Boğaziçi’ne hakim yüksek bir tepede kurulu olan ihtişamlı yapı, muhteşem boğaz manzarası ile çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Caminin bulunduğu külliye içerisinde Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Mimar Sinan’ın türbeleri de bulunuyor. Süleymaniye Camii Hikayesi Mimar Sinan, Süleymaniye Cami’nin kalfalık döneminin eseri olduğunu söyler. Süleymaniye, Ayasofya’ya erişmek ve belki de onu aşmak için yapılmış bir girişimdir. Süleymaniye fiziksel olarak Ayasofya’nın boyutlarını aşmamıştır. Ancak estetik olarak muazzam bir mimari eser olarak dünyanın en güzel anıtları

The post Süleymaniye Camii Hakkında Bilgiler (Hikayesi, Türbeleri, Nerede…) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Osmanlı İmparatorluğunun zirvede olduğu dönemde Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a yaptırdığı muhteşem bir eser olan Süleymaniye Camii, İstanbul’daki tarihi camiler arasında görülmesi gereken en önemli yapılardan.

Haliç ve Boğaziçi’ne hakim yüksek bir tepede kurulu olan ihtişamlı yapı, muhteşem boğaz manzarası ile çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Caminin bulunduğu külliye içerisinde Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Mimar Sinan’ın türbeleri de bulunuyor.

Süleymaniye Camii Hikayesi

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Süleymaniye Camii İç Avlusu

Mimar Sinan, Süleymaniye Cami’nin kalfalık döneminin eseri olduğunu söyler. Süleymaniye, Ayasofya’ya erişmek ve belki de onu aşmak için yapılmış bir girişimdir. Süleymaniye fiziksel olarak Ayasofya’nın boyutlarını aşmamıştır. Ancak estetik olarak muazzam bir mimari eser olarak dünyanın en güzel anıtları arasına girmiştir. 

Mimar Sinan, Sai Mustafa Çelebi’ye yazdırdığı “Tezkiretü’l Bünyan” adlı eserde, bir sabah vakti Padişah Süleyman Han’ın gönlüne yüce bir cami inşasına başlama fikrinin doğduğundan, daha sonra çiziminin yapılarak, yerinin belirlendiğinden bahseder.

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Süleymaniye Camii Manzarası

Yine aynı adlı eserde geçtiğine göre bazı kişiler yapının inşaatını padişaha şikayet etmiş ve Mimar Sinan hakkında “Kubbenin duracağı kuşkulu, kusuru ortaya çıkacak diye binayı iskeleden çıkaramıyor, herif bundan dolayı ne yapacağını şaşırmış, aklını yitirmek üzeredir” gibi sözler söylemiş.

Bunun üzerine inşaata gelen Kanuni, Mimar Sinan’a “Neden benim bu camimle uğraşmayıp önemsiz işlerle vakit geçirirsin. Dedem Mehmet Sultan Han’ın mimarı sana örnek olarak yetmez mi? Bu bina ne zaman tamamlanır, tez bana bilgi ver. Yoksa sen bilirsin” diyerek Fatih Sultan Mehmet’in öldürttüğü rivayet edilen Fatih Cami mimarı Atik Sinan’ın başına gelenler ile Mimar Sinan’ı tehdit etmiş. Önce elleri kesilen, daha sonra idam edilen Atik Sinan’ın hikayesini Fatih Cami yazımda okuyabilirsiniz. 

Mimar Sinan Padişah’ı son derece öfkeli görünce önce ne diyeceğini bilemez, ancak sonra düşünmeden “Saadetli Padişahımın devletinde inşallah iki ayda tamamlanır” demiş. İnşaatın tamamlanması için daha uzun süre gerekse de, iki ay sonunda Mimar Sinan caminin inşaatı bitirmiş. Süleymaniye açılırken Kanuni anahtarı Mimar Sinan’a uzatmış ve “Bina eylediğin Allah’ın evini, gönül temizliği ve dua ile yine senin açman gerekir” demiş.

Süleymaniye Camii Özellikleri

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Süleymaniye Camii Taç Kapısı

İnşaatına Kanuni’nin tahta çıkışının 30. yılı olan 1550 yılında başlanan yapı 7 yıllık bir çalışma sonucunda 1557 yılında tamamlanmış. Süleymaniye Külliyesi, Fatih Külliyesinden sonra medreseleri ile Osmanlı döneminde inşa edilmiş ikinci en büyük yapı olmuş.

Caminin minare sayısının 4 olması, Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonra 4. padişah olmasını, şerefe sayısının 10 olması ise, Osmanlıda 10. Padişah olmasını simgeliyor.

Caminin avlusunun doğuya bakan tarafında bulunan taraf alçak bir taş korkulukla çevrili. İstanbul’un en güzel manzaralarından birine sahip olan bu bahçeden Haliç ve Boğaziçi’nin eşsiz güzelliğini izleyebilirsiniz.

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Süleymaniye Camii İçi

Süleymaniye Camii’nin içi oldukça büyük olmasına rağmen genel olarak içerisine sadelik hakim. Caminin içinde ilk göze çarpan unsur kubbesi oluyor. 53 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 27 metre çapındaki kubbe İstanbul’daki tarihi camiler arasındaki en büyük kubbe olma özelliğine sahip.

Büyük kubbe dört büyük sütun üzerine oturtulmuş. Tezkiretü’l Bünyan adlı eserde Mimar Sinan cami içindeki dört büyük sütunun, Mısır İskenderiye’den, Lübnan Baalbek’ten, Topkapı Sarayı’ndan ve Fatih Kıztaşı’ndan getirildiğini belirtir.

Süleymaniye Camii’nin akustiği yapının hayranlık oluşturan unsurlarından. Kubbenin etrafına yerleştirilen küpler sayesinde cami içinde muhteşem bir akustik oluşturulmuş. Cami içinde hayranlık oluşturan bir başka detay ise is odası. Caminin ana giriş kapısının üzerine yapılan oda sayesinde, caminin aydınlatılmasında kullanılan yağ lambalarından çıkan islerin, oluşturulan hava akımı sayesinde bu odada toplanması sağlanmış.

Süleymaniye Camii Türbeler

Kanuni Sultan Süleyman Türbesi 

Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, caminin kıble tarafında bulunuyor. Türbe, Kanuni’nin 6 Eylül 1566 yılında Zigetvar seferinde vefat etmesinin ardından tahta geçen oğlu II. Selim tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış.

Sekizgen gövdeli bir plan üzerine yapılan türbenin dışı diğer sultan türbelerinden farklı olarak etrafı tamamen revaklı bir yapı bulunuyor. Sekiz zarif sütun üzerine oturtulan revaklar ile girilen türbenin içi kalem işçiliği, taş oymacılığı ve çini panolar ile süslenmiş.

Giriş kapısının üzerinde, dış kısımda yer alan pencerelerin üstünde Kabe‘de bulunan Hacer-ül Esved taşından bir küçük bir parça bulunuyor. Kanuni Sultan Süleyman Türbesi ziyaret saatleri sabah 09:00 ile öğleden sonra 17:00 arasında gerçekleştiriliyor.

Hürrem Sultan Türbesi, caminin önündeki türbe alanı içinde  Kanuni Sultan Türbesi’nin hemen yanı başında bulunuyor. Türbe, Hürrem Sultan’ın 1558 yılında vefatından sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış.

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Mimar Sinan Türbesi 

Mimar Sinan Türbesi, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan Türbelerinin bulunduğu kabir alanı içinde bulunmuyor. Bu nedenle olacak ki, Süleymaniye Camii’ni ziyarete gelen birçok kimse caminin mimarı olan Koca Sinan’ın türbesinin yerini maalesef bilmez.

Türbe, caminin dış avlusunun kuzeydoğu tarafında, Fetva Yokuşu ile Mimar Sinan Caddesinin kesiştiği köşede bulunuyor. Türbeye, caminin boğaz manzarasının bulunduğu doğu tarafında bulunan dış avlu kapısından çıktığınız zaman, sola dönerek biraz ilerlediğinizde ulaşabiliyorsunuz.

Süleymaniye Külliyesi’nin yapımı tamamlandıktan sonra Mimar Sinan bu küçük üçgen alana kendisi için üstü açık bir mezar alanı yaptırmış. Sade bir yapı olan türbede mermer sanduka üzerindeki işlemeler haricinde herhangi bir süsleme bulunmuyor. İçerisine girilemeyen türbenin önünde bulunan demir şebekeli bir ziyaret penceresi vasıtasıyla ziyaretinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Süleymaniye Külliyesi Nerede ve Nasıl Gidilir?

Süleymaniye Camii Hakkında Bilgi

Süleymaniye Külliyesi

Süleymaniye Külliyesi, Fatih ilçesinde adını verdiği mahallede bulunuyor. Süleymaniye Camii ziyaret saatleri her gün 09:00 ile 18:00 gerçekleştiriliyor. Caminin ziyaret saatlerinde aynı zamanda ibadette yapıldığından, ziyaretçilerin giyim tarzlarına dikkat etmeleri gerekiyor.

Külliyenin bulunduğu alana toplu taşıma araçlarını kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma araçlarıyla ulaşmanın en kolay yollarından biri Hacıosman-Yenikapı metro hattını kullanmak. Metro hattında Vezneciler durağında indiğiniz zaman, Süleymaniye Caddesini takip ettiğinizde 5-10 dakikalık bir yürüyüş ile Külliyenin bulunduğu alana ulaşabiliyorsunuz.

Bunun yanı sıra Bağcılar-Kabataş tramvay hattında Beyazıt veya Laleli duraklarından birinde indiğiniz zaman, külliyeye ulaşmak için 10-15 dakika yürümeniz yeterli.

Süleymaniye Külliyesi’ne aşağıda yer alan harita üzerindeki konumu tıklayarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynakça:

Sai Mustafa Çelebi, Yapılar Kitabı, Tezkiretü’l Bünyan ve Tezkiretü’l Ebniye, Koçbank 2003

https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCleymaniye_Camii

The post Süleymaniye Camii Hakkında Bilgiler (Hikayesi, Türbeleri, Nerede…) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/suleymaniye-camii-hikayesi-turbeler/feed/ 0
Ayasofya Camii (Özellikleri, Tarihi, Eserleri, Nerede…) Hakkında Bilgi https://istanbuldagez.net/tarihi/ayasofya-camii-tarihi-ozellikleri-eserleri-hakkinda-bilgi/ https://istanbuldagez.net/tarihi/ayasofya-camii-tarihi-ozellikleri-eserleri-hakkinda-bilgi/#respond Wed, 04 May 2022 09:19:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=1414 Ayasofya Camii, İstanbul’daki tarihi yapılar arasında günümüze ulaşan en eski ve görkemli eser. Yapıldığı dönemde Doğu Roma(Bizans) İmparatorluğu’nun en muhteşem katedral binası olan yapı, İstanbul’un fethinden sonrada önemini devam ettirmiş. Camiye çevrilmesi sonrasında ilave edilen İslami eserler ile daha bir zengin hale gelen yapı, devasa kubbesi altındaki geniş mekanı ve mimari güzelliği her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamakta. Ayasofya Camii Tarihi Kutsal bilgelik anlamına gelen Ayasofya‘nın yapımı, 532 yılında meydana gelen Nika İsyanı’nın bir sonucudur. İmparator Justinianus ve eşi Teodora’ya karşı ayaklananlar Nika(Zafer) diye bağırarak isyan çıkarmış. İsyancıların yaktıkları yapılar arasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bulunan bir kilisede bulunuyormuş. İsyanın bastırılmasından sonra

The post Ayasofya Camii (Özellikleri, Tarihi, Eserleri, Nerede…) Hakkında Bilgi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Ayasofya Camii, İstanbul’daki tarihi yapılar arasında günümüze ulaşan en eski ve görkemli eser. Yapıldığı dönemde Doğu Roma(Bizans) İmparatorluğu’nun en muhteşem katedral binası olan yapı, İstanbul’un fethinden sonrada önemini devam ettirmiş.

Camiye çevrilmesi sonrasında ilave edilen İslami eserler ile daha bir zengin hale gelen yapı, devasa kubbesi altındaki geniş mekanı ve mimari güzelliği her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamakta.

Ayasofya Camii Tarihi

Ayasofya Camii İçi
Ayasofya Camii İçi

Kutsal bilgelik anlamına gelen Ayasofya‘nın yapımı, 532 yılında meydana gelen Nika İsyanı’nın bir sonucudur. İmparator Justinianus ve eşi Teodora’ya karşı ayaklananlar Nika(Zafer) diye bağırarak isyan çıkarmış. İsyancıların yaktıkları yapılar arasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bulunan bir kilisede bulunuyormuş. İsyanın bastırılmasından sonra imparatorun kiliseyi tekrar yaptırmak istemesiyle bugünkü anıt ortaya çıkmış. İmparatorluk Kilisesi olarak inşa edilen Ayasofya açıldıktan sonra Doğu Roma İmparatorlarının taç giyme merasimleri düzenlendiği bir yer haline gelmiş.

Ayasofya, yapımının üstünden geçen 1000 yıl sonunda Sen Piyer, Süleymaniye gibi yapılar yapılana kadar dünyanın en büyük mabediydi. Bugün bu yapıyı önemli kılan özelliği yapımından ancak 1000 yıl sonra kendisine denk bir yapının yapılabilmiş olmasıdır.

1204 yılındaki Latin İşgali sırasında İstanbul’un çoğu yeri olduğu gibi Ayasofya’nın da değerli eserleri yağmaya uğramış. 1453 yılında İstanbul’un fethedilmesinden sonra ise fethedilen yerlerdeki büyük kiliselerin camiye dönüştürülmesi geleneğine uygun olarak Ayasofya’da camiye çevrilmiş. Ayasofya ile ilgili özellikle Mimar Sinan’ın yaptığı çalışmalar Latin İşgalinde harap olan yapının günümüze ulaşmasında önemli rol oynamış.

Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi ise Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 1930-1935 yılları arasında yapılan çalışmalar sonrası gerçekleşmiş. 24 Temmuz 2020 tarihinde ise Ayasofya 86 yıl aradan sonra kılınan cuma namazı ile tekrar ibadete açıldı.

Ayasofya Camii İçindeki Eserler

Ayasofya Camii İçi
Ayasofya Kubbesi

Ayasofya Camii içinin en görkemli yanı hiç kuşkusuz havada asılı gibi duran, orta mekana hakim kubbenin yüksekliği ve büyüklüğü. İnsanlık ilk defa bu yapı ile kubbeyi sütunlar ve kemerler üzerine inşa etmeyi becermiş. Ayasofya’nın kubbesinde bulunan altı kanatlı dört melek figürü ile meleklerin tanrının tahtını koruduğu simgelenir. Kubbe ise tanrının tahtı olan gökyüzünü temsil eder.

Sultan Abdülmecid döneminde yapılan onarım çalışmalarında yerden yüksekliği 55 metre olan kubbenin içine “Allah göklerin ve yerin nurudur” anlamındaki Kur’an-ı Kerim’in Nur Suresi’nin 35. Ayeti yazılmış.

Ayasofya Camii Minber ve Mihrabı
Ayasofya Camii Mihrabı

Ayasofya Camii içinde Osmanlı döneminde eklenen çok güzel eserler bulunmakta. Ayasofya’nın görkemine uygun olan büyük yuvarlak hat levhaları Sultan Abdülmecid döneminde yapıya ilave edilmiş. Yeşil zemin üzerine altın yaldızla ile Allah (c.c), Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in isimlerinin yazılı olduğu levhalar, İslam Dünyası’nın en büyük hat levhaları olarak gösteriliyor.

Bolca altın yıldızın kullanıldığı gösterişli mihrap Osmanlı’da 19. yüzyılda yenilenmiş. Mihrabın sağında ve solunda bulunan şamdanlar Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan’ı fethi sonrasında Budin’den getirilmiş. Mihrabın arkasında duvarı boydan boya saran mavi çini kuşakta Bakara Suresi’nin 255. ayeti “Ayetü’l Kürsi” yazılı. Osmanlı’da 16. yüzyıl mermer işçiliğinin güzel bir örneği olan minber ise Sultan III. Murad döneminde yaptırılmış.

Ayasofya Müzesi Eserleri
I.Mahmud Kütüphanesi (Ayasofya)

Ayasofya Camii içinde Osmanlı döneminden kalma bir başka güzel eserde I. Mahmud Kütüphanesi’dir. Sultan I. Mahmud tarafından 1739 yılında yaptırılan kütüphane okuma salonu ve kitaplık olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Güzel çini süslemelerin bulunduğu kütüphanenin dışı revaklı ve altın yaldızlı demir şebekeli süslemeler ile çevrili.

Caminin iç girişinin sağ ve sol tarafında bulunan iki adet büyük mermer küp, Sultan III. Murad döneminde Bergama antik şehrinden Ayasofya’ya getirilmiş. Bu küpler ile kandillerde ve bayram namazlarında şerbet dağıtılırken, diğer zamanlarda su ihtiyacı için kullanılmış.

Ayasofya Camii Özellikleri

Ayasofya Müzesi Eserleri
Ayasofya Camii Girişi

Bizans dönemindeki önemini, Osmanlı döneminde de sürdüren Ayasofya’nın dış kısmında Osmanlı’dan kalma birçok eser mevcut. Bu eserlerden en dikkat çekenleri birbirlerinden farklı mimari yapıları olan minareler. Minarelerin birbirinden farklı olmasının nedeni aslında yapıldıkları dönemlerin aynı olmamasından kaynaklanıyor.

Topkapı Sarayı girişi tarafında bulunan kırmızı tuğlalı minarenin Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldığı düşünülüyor.  Ayasofya’ya giriş bölümünün sağında ve solunda yer alan iki eş minare Mimar Sinan tarafından Sultan III. Murad döneminde yapılmış. Diğer minarenin ise Sultan II. Selim döneminde yine Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılıyor.

Osmanlı’da yapılan şadırvanlar arasında bir şaheser olan Ayasofya Şadırvanı 1740 yılında Sultan I. Mahmud döneminde yapılmış. Dış kısımda dikkat çeken eserlerden biride Sultan Abdülmecid’in mozaik tuğrası. Ayasofya’nın ana giriş kapısının sağındaki duvarda bulunan tuğra, 1847-1849 yıllarında Fossati Kardeşlerin Ayasofya’da yaptığı onarımlar sırasında, Ayasofya’nın dökülmüş olan altın yaldızlı mozaik tanelerinden yaptırılmış.

Ayasofya Camii Girişi
Ayasofya İçi Giriş

Ayasofya’nın dış kısmında görülmesi gereken yerlerden biri de Padişah Türbeleri. Bu türbeler arasında en çok ilgiyi Mimar Sinan tarafından yapılan ve güzel çini süslemelere sahip olan Sultan II. Selim Türbesi görüyor. III. Murad, III. Mehmed, I. Mustafa ve Sultan İbrahim Türbesi yine ayrı güzellikte yapılar. Topkapı Sarayı tarafından ayrı bir girişi olan Padişah Türbeleri ziyaret saatleri 09.00 ile 18.00 arasında yapılabiliyor

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Ayasofya Müzesi Eserleri
Ayasofya Doğu Tarafı

Ayasofya Camii, Roma ve Osmanlı döneminden kalma birçok eserin bulunduğu Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Sultanahmet Meydanı’nda bulunan tarihi eserlerin hikayelerini, ne zaman yapıldıklarını merak ediyorsanız Sultanahmet gezilecek yerler yazıma bakabilirsiniz.

Caminin bulunduğu yere toplu taşıma araçlarıyla ulaşmanın en kolay yolu Bağcılar-Kabataş Tramvay hattını kullanmak. Bu tramvay hattına binerek Sultanahmet durağında indikten sonra 5 dakikalık bir yürüyüş ile caminin bulunduğu yere ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından ulaşmak için Üsküdar veya Kadıköy’den Eminönü’ne kalkan vapurlara binip ardından tramvaya aktarma yapabilirsiniz. Ya da bunun yerine Marmaray ile Sirkeci durağına geldikten sonra yine tramvaya aktarma yaparak ulaşabilirsiniz.

Camiye aşağıda yer alan haritada işaretli konumu kullanarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynak: https://www.ayasofyacamii.gov.tr/

The post Ayasofya Camii (Özellikleri, Tarihi, Eserleri, Nerede…) Hakkında Bilgi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/ayasofya-camii-tarihi-ozellikleri-eserleri-hakkinda-bilgi/feed/ 0
Yoros Kalesi (Tarihi, Hikayesi, Nerede) Hakkında Bilgi https://istanbuldagez.net/tarihi/yoros-kalesi-tarihi-hikayesi-nerede/ https://istanbuldagez.net/tarihi/yoros-kalesi-tarihi-hikayesi-nerede/#respond Fri, 22 Apr 2022 05:20:50 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=1983 Bizanslılardan kalma bir yapı olan Yoros Kalesi, Boğaz’a hakim yüksek bir tepede bulunuyor. Bulunduğu konum itibariyle kale çok güzel bir boğaz manzarası sunuyor. Karadeniz’in boğaz ile birleştiği noktaya bakan kaleden boğaza giriş, çıkış yapan gemileri izleyebilir, akşam saatlerinde güneşin İstanbul üzerinde batışını da keyifle seyredebilirsiniz. Yoros Kalesi Hikayesi Kale, Doğu Roma(Bizans) tarafından boğaz girişini kontrol etmek amacıyla yapılmış. Ancak imparatorluk zayıflayınca Cenevizlilerin eline geçmiş ve uzun süre onların elinde kalmış. Bu yüzden kalenin bir Ceneviz kalesi olduğu inancı doğmuş. Cenevizliler buradan Karadeniz ticaret yolunu uzun süre kontrol etmişler. Yoros Kalesi, 14. yüzyılın sonlarında Boğaziçi’nin Anadolu yakasına tamamen hakim olan Osmanlılar

The post Yoros Kalesi (Tarihi, Hikayesi, Nerede) Hakkında Bilgi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Bizanslılardan kalma bir yapı olan Yoros Kalesi, Boğaz’a hakim yüksek bir tepede bulunuyor. Bulunduğu konum itibariyle kale çok güzel bir boğaz manzarası sunuyor. Karadeniz’in boğaz ile birleştiği noktaya bakan kaleden boğaza giriş, çıkış yapan gemileri izleyebilir, akşam saatlerinde güneşin İstanbul üzerinde batışını da keyifle seyredebilirsiniz.

Yoros Kalesi Hikayesi

Yoros Kalesi Köprü Manzarası

Kale, Doğu Roma(Bizans) tarafından boğaz girişini kontrol etmek amacıyla yapılmış. Ancak imparatorluk zayıflayınca Cenevizlilerin eline geçmiş ve uzun süre onların elinde kalmış. Bu yüzden kalenin bir Ceneviz kalesi olduğu inancı doğmuş. Cenevizliler buradan Karadeniz ticaret yolunu uzun süre kontrol etmişler.

Yoros Kalesi, 14. yüzyılın sonlarında Boğaziçi’nin Anadolu yakasına tamamen hakim olan Osmanlılar tarafından ele geçirilmiş. II. Bayezid zamanında tamir ettirilerek mescid ve hamam yapılmış. Kalenin adını Yunanca’da “dağ” anlamına gelen “oros“tan aldığı düşünülüyor.

Kalenin içine yan duvarında açılmış bir delikten girilebiliyor. Kalenin iç kısmı oldukça büyük bir alana sahip. Buradan Yoros Kalesi’nin yapıldığı dönemde oldukça büyük bir kale olduğu anlaşılıyor. Kale içinden etrafınız tamamen açık bir şekilde boğazın kuzey ve güney tarafını izleyebiliyorsunuz.

Kale günümüzde manzarası dolayısıyla çok fazla ziyaretçisi olsa da, bakımsız, harap, kaderine terk edilmiş bir haldedir. Bakımsızlığı yetmiyormuş gibi duvarlarında sprey boyalarla yazılmış çok sayıda yazılar mevcut. Buraya piknik amaçlı gelenlerin etrafa rastgele attıkları çöplerde cabası.

Kalenin alt tarafında küçük bir balıkçı kasabası olan Anadolu Kavağı bulunuyor. Burası küçük, şirin, balıkçı lokantalarının olduğu bir yer. Anadolu Kavağı girişinde boğaz kıyısında yol boyu uzanan bir piknik alanı bulunuyor.

Nerede ve Nasıl Gidilir

Kale Boğaz Manzarası

Yoros Kalesi, Beykoz ilçesinde Anadolu Kavağı’nın tepesinde bulunuyor. Kalenin bulunduğu yere kendi aracınızla ulaşmak için Beykoz’a vardıktan sonra Anadolu Kavağı istikametine devam etmelisiniz.

Yol üstünde Beykoz ile Anadolu Kavağı arasında bulunan, güzel bir boğaz ve doğa manzarası olan Yuşa Tepesi bulunuyor. Burada ayrıca Hz. Yuşa ait olduğu düşünülen kabir var. Tepe ve türbe ile merak ettiklerinizi Yuşa Tepesi yazımda okuyabilirsiniz.

Kalenin bulunduğu yerde kendi aracınızı park edebileceğiniz yerler bulunuyor. Ancak hafta sonları havaların güzel olduğu zamanlarda çok fazla trafik oluyor. Kaleden ileriye giden yolu takip ettiğinizde boğazın Karadeniz ile buluştuğu nokta olan Anadolu Feneri‘ne ulaşıyorsunuz.

Yapının bulunduğu yere toplu taşıma aracı ile gidebileceğiniz 15A otobüsü bulunuyor. Otobüsün son durağı olan Anadolu Kavağı’ndan tepeye 10-15 dakikalık bir yürüyüş yapmanız gerekiyor.

Aşağıda haritada işaretli konumu kullanarak kalenin bulunduğu yere nasıl gidebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yoros_Kalesi

The post Yoros Kalesi (Tarihi, Hikayesi, Nerede) Hakkında Bilgi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/yoros-kalesi-tarihi-hikayesi-nerede/feed/ 0
Sultanahmet Gezilecek Yerler-11 Tarihi Eser ile Sultanahmet Gezi Rehberi https://istanbuldagez.net/tarihi/sultanahmet-gezilecek-yerler/ https://istanbuldagez.net/tarihi/sultanahmet-gezilecek-yerler/#respond Sat, 02 Apr 2022 10:48:30 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=1841 İstanbul’da Sultanahmet gezilecek yerler arasında şehrin en zengin semti. Önce Roma sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezinde bulunmuş bir yer olmasıyla, bu meydan birçok zaferler, isyanlar, salgın hastalıklar, yağmalar ve eğlenceler görmüş. Yani şehrin iki bin yıl boyunca yaşadıklarının tanığı olmuş. Osmanlı döneminde At Meydanı olan ismi, imparatorluğun genç 14. padişahı Sultan Ahmet‘in bu meydana Osmanlı mimarisinin son şaheseri olan camiyi yaptırmasıyla Sultanahmet‘e çevrilmiş. Sultanahmet, gösterişli siyasi tarihini en son Halide Edip Adıvar’ın İzmir işgalinden sonra konuştuğu miting ile tamamlayarak günümüzde artık turistik bir merkez haline gelmiş. Şimdi Sultanahmet Meydanı’nda gezilecek yerler arasında görülmesi gereken 11 farklı tarihi esere bakalım. 1-Topkapı

The post Sultanahmet Gezilecek Yerler-11 Tarihi Eser ile Sultanahmet Gezi Rehberi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
İstanbul’da Sultanahmet gezilecek yerler arasında şehrin en zengin semti. Önce Roma sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezinde bulunmuş bir yer olmasıyla, bu meydan birçok zaferler, isyanlar, salgın hastalıklar, yağmalar ve eğlenceler görmüş. Yani şehrin iki bin yıl boyunca yaşadıklarının tanığı olmuş.

Osmanlı döneminde At Meydanı olan ismi, imparatorluğun genç 14. padişahı Sultan Ahmet‘in bu meydana Osmanlı mimarisinin son şaheseri olan camiyi yaptırmasıyla Sultanahmet‘e çevrilmiş. Sultanahmet, gösterişli siyasi tarihini en son Halide Edip Adıvar’ın İzmir işgalinden sonra konuştuğu miting ile tamamlayarak günümüzde artık turistik bir merkez haline gelmiş. Şimdi Sultanahmet Meydanı’nda gezilecek yerler arasında görülmesi gereken 11 farklı tarihi esere bakalım.

1-Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı (Sultanahmet Gezilecek Yerler)

Topkapı Sarayı, Sultan Ahmet ve Ayasofya Cami ile birlikte tarihi yarımadanın merkezi tepesinde bir bütünlük teşkil ediyor. Sarayın adı Osmanlı döneminde kapısında toplar olduğu için halkın verdiği bir isim olarak kalmış.

Fatih kenti fethettikten sonra ilk olarak sarayını bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu yere inşa ettirse de, yıllar sonra da olsa şehrin merkezi tepesi olması nedeniyle sarayın bu tepeye taşınmasını istemiş.

Topkapı Sarayı’na her gelen hükümdar ihtiyaçlarına göre yapılar eklemiş ve imparatorluk büyüdükçe saray daha da büyümüş. Saraya en son yapıyı yaptıran sultan, ilk olarak buradan yeni yaptırılan Dolmabahçe Sarayı’na taşınan I. Abdülmecit’tir.

Sarayın üç farklı giriş kapısının ne anlama geldiğini, Yeniçerilerin merasimlerini, dünya tarihinin en orijinal imparatorluk okulu olan Enderun’u ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Topkapı Sarayı yazımda bulabilirsiniz.

2-Ayasofya Cami

Ayasofya Cami (Sultanahmet Gezilecek Yerler)

Kutsal bilgelik anlamına gelen Ayasofya‘nın yapımı, 532 yılında meydana gelen Nika İsyanı’nın bir sonucudur. İmparator Justinianus ve eşi Teodora’ya karşı ayaklananlar Nika(Zafer) diye bağırarak isyan çıkarmış. İsyancıların yaktıkları yapılar arasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bulunan bir kilisede bulunuyormuş.

İsyanın bastırılmasından sonra imparatorun kiliseyi tekrar yaptırmak istemesiyle bugünkü anıt ortaya çıkmış. Bugün bu yapıyı en önemli kılan özelliği, yapımından ancak 1000 yıl sonra kendisine denk bir yapı yapılabilmiş olmasıdır.

Ayasofya’nın kubbesinin altında bulunan dört melek figürünün ve kubbesinin ne anlama geldiğini, minarelerinin farklı olmasının sebebini ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Ayasofya Cami yazımda bulabilirsiniz.

3-Sultan Ahmet Cami

Sultan Ahmet Cami (Sultanahmet Gezi Rehberi)

Sultan Ahmet Cami, Osmanlı klasik mimarisinin son şaheseri olarak imparatorluğun genç 14. padişahı tarafından meydana yaptırılmış ve sonrasında meydan artık sultanın ismiyle anılır olmuş. Caminin yapımıyla birçok ilk hayata geçirilmiş. İlk defa bir sultan sefere çıkmadan bir cami yaptırmış. Osmanlıda ilk 6 minareli cami yapılmış ve yine ilk defa bu yapıyla camiye ek olarak bir hünkar kasrı yapılmış.

Sultan Ahmet Cami’ni ihtişamı ve heybetinin yanında ünlü kılan diğer bir önemli özelliği çinileridir. Yapıya turistlerin neden “Blue Mosque” dediğini, çinilerinin özelliklerini, mimarı ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Sultan Ahmet Cami yazımda bulabilirsiniz.

4-Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı

Yerin altında saklı bir sarayı andıran Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminden kalma en eski ve görkemli eserlerden biridir. İçine girildiğinde karanlık ortamı ilk başta ziyaretçilerini ürpertse de, daha sonra görülen sütunların muhteşem güzelliği herkesi kendine hayran bırakıyor.

Simetrik bir şekilde yerleştirilen 336 sütunun oluşturduğu muhteşem görüntü görülmeye değer. Sarnıcın içinde en çok ilgiyi Ağlayan Sütun ile ters bir şekilde bir sütunun altına yerleştirilen Medusa Başı çekiyor. Sarnıcın yapılış amacını, Medusa Başı ile Ağlayan Sütun’un hikayesini ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Yerebatan Sarnıcı yazımda bulabilirsiniz.

5-İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi (Sultanahmet Gezilecek Yerler)

Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras kalmış bir kurum olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, ülkemizdeki ilk müzecilik faaliyetlerini bünyesinde barındırıyor. Asıl adı İstanbul Arkeoloji Müzeleri olan yapı topluluğu içerisinde bulunan üç farklı binada Arkeoloji, Çinili Köşk, Eski Şark Eserleri olmak üzere toplam üç ayrı müze bulunuyor.

Her biri sizi tarihin koridorlarında yolculuğa çıkaracak müze bölümlerinde Roma heykelleri, İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi, mumya mezarı, Kadeş Anlaşması, çivi yazılı tabletler, Hammurabi Kanunu’nun bir kopyası, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait çini eserler bulunuyor.

Müzenin kuruluşunda Osman Hamdi Bey’in yaptığı çalışmaları, lahit mezarlarının bulunuşunu ve yapı hakkında daha birçok bilgi ile lahitler, mumya mezarı, kadeş anlaşması gibi eserlerin görsellerini İstanbul Arkeoloji Müzesi yazımda bulabilirsiniz.

6-Türk ve İslam Eserleri Müzesi

Türk ve İslam Eserleri Müzesi

Birçok İslam ülkesinden toplanmış eserlerin sergilendiği Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sultanahmet Meydanı’nda İbrahim Paşa Sarayı’nın içinde bulunuyor. Müzenin seyir terasından Dikilitaş ile arkasındaki Sultan Ahmet Camii’nin minareleriyle oluşturduğu güzel manzara izlenebiliyor. Bu manzara için bile müze ziyaret edilmeye değer.

Müzenin bulunduğu bina Kanuni tarafından veziri İbrahim Paşa’ya hediye edilmiş. Bu yapı günümüzde padişahlar için yapılmış olanların dışında İstanbul’da kalan tek sağlam saray olma özelliğini taşıyor. İbrahim Paşa, Mohaç seferinden dönerken beraberinde getirdiği mitolojide “Üç Güzeller” diye bilinen heykel grubunu kendi taş sarayı önüne diktirmiş. Sonrasında ise çıkan münakaşa sonucu İbrahim Paşa, Kanuni tarafından boğdurtturulmuş.

İbrahim Paşa’nın hikayesini, müzedeki eserleri ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Türk ve İslam Eserleri Müzesi yazımda bulabilirsiniz.

7-Dikilitaş

Dikilitaş

Doğu Roma döneminde Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Hipodrom’u Konstantin’den yıllar önce yaşayan Septemis Severis yaptırmış. Konstantin, Byzantion’u başkent yaptırmaya karar verince Hipodrom’u da genişletmiş. Hipodrom’un ortasına Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun dikilmiş. Bu yapıların etrafında at arabaları yedi tur dönerek yarışlar gerçekleştirirmiş. Günümüzde Hipodrom’dan geriye sadece bu yapılar kalmış.

19. yüzyılda kolonyalist devletlerin başkentlerine Mısır dikiltaşı taşıma adetinin kökü de Roma dönemine dayanıyor. Bu anıtın benzerleri 19. yüzyılda Paris, Londra gibi şehirlere de dikilmiş. Bu yapının dikim hikayesi, üzerinde neler yazdığı konusunda daha fazla bilgi ve görseli Dikilitaş yazımda bulabilirsiniz.

8-Örme ve Yılanlı Sütun

Örme ve Yılanlı Sütun

3 başlı yılan figürü oluşturan Yılanlı Sütun, Byzantion başkent olduktan sonra Yunanistan’dan getirilmiş. Örme Sütun’un ise ne zaman ve kim tarafından dikildiği bilinmiyor. Yılanlı Sütun’un 3 yılanın birbirine dolanmış baş kısmı günümüze ulaşamamış, geriye sadece gövde kısmı kalmış.

Örme Sütun’un dış kısmı Doğu Roma döneminde sarı pirinç levhalar ile süslenerek altın görünümü verilmiş. 1204 yılında Haçlı Seferleri sırasında şehir yağmalanırken bu levhalarda altın zannedilerek sökülmüş. Bu yapılar hakkında daha fazla bilgi ve görseli Örme ve Yılanlı Sütun yazımda bulabilirsiniz.

9-III. Ahmet Çeşmesi

III. Ahmet Çeşmesi

Türk sanat tarihinde, meydan çeşmeleri arasında ortaya konulmuş en göz kamaştırıcı örnek Topkapı Sarayı girişindeki III. Ahmet Çeşmesi’dir. Osmanlı çeşme mimarisinde bir şaheser olan yapı, İstanbul’a gelen yabancı gezginlerin eserlerinde hayranlık oluşturan ifadelerle anlatılmış.

Çeşme Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın tavsiyesiyle III. Ahmet tarafından 1729 yılında(Lale Devri) yaptırılmış. Çeşmenin üzerindeki süslemeleri, özellikleri ve yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli III. Ahmet Çeşmesi yazımda bulabilirsiniz.

10-Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, aslında bir dönemin politik yakınlaşmasının hediyesi.  Alman İmparatoru II. Wilhelm’in 1898 yılında II. Abdülhamid’i ikinci ziyaretinin anısına yapılan çeşme, aslında o dönem Almanya tarafından Osmanlı’ya yapılan anlaşmaların bir armağanı olarak verilmiş.

Bu yapı sanatsal zevkten ziyade, siyasi görüş ve zaruret icabı yapılmış. Topkapı Sarayı’nın girişinde bulunan III. Ahmet Çeşmesi ile karşılaştırıldığında oldukça estetikten yoksun ve kaba duruyor. Yapı hakkında daha birçok bilgi ve görseli Alman Çeşmesi yazımda bulabilirsiniz.

11-Milyon Taşı

Milyon Taşı

Yerebatan Sarnıcı’nın girişinin yakınında bulunan Milyon taşı, Roma döneminden kalma bir eserdir. Bu taş imparatorluğun dört bir tarafına uzanan yolların başlangıç noktası olarak kabul edilirmiş. Yapı ilk yapıldığında çok daha görkemli olsa da günümüzde geriye sadece bu kısmı kalmış.

Kaynak:

İlber Ortaylı, Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek, Timaş Yayınları

The post Sultanahmet Gezilecek Yerler-11 Tarihi Eser ile Sultanahmet Gezi Rehberi appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/sultanahmet-gezilecek-yerler/feed/ 0
Rüstem Paşa Camii (Çinileri, Hikayesi, Nerede..) https://istanbuldagez.net/tarihi/rustem-pasa-camii-cinileri/ https://istanbuldagez.net/tarihi/rustem-pasa-camii-cinileri/#respond Fri, 11 Mar 2022 07:39:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=886 Eminönü‘nde bulunan Rüstem Paşa Camii İstanbul’daki tarihi camiler arasında en güzel çini süslemelere sahip camilerden. Eminönü’nü gezen birçok kişi Yeni Camii‘yi ziyaret ederken, Mimar Sinan‘ın en güzel eserlerinden biri olmasına rağmen maalesef Rüstem Paşa Camii‘nden habersiz kalıyor. Tahtakale’de dükkanların arasında kalan cami dışarıdan sade bir görünüm sergilemesine rağmen içine girildiğinde ziyaretçilerine adeta bir çini müzesi havası yaşatıyor. Bu güzel yapıyı bina ettiren ise Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan’ın eşi Sadrazam Rüstem Paşa. Rüstem Paşa Camii Hikayesi Rüstem Paşa, Kanuni döneminin en önemli sadrazamlarından birisi olmuş. Bir sadrazamdan çok, bir sarrafın ihtiyaç duyacağı ekonomi bilgilerine sahip, hırslı biriymiş. Kanuni onu daha üçüncü vezirken gözüne kestirmiş

The post Rüstem Paşa Camii (Çinileri, Hikayesi, Nerede..) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Eminönü‘nde bulunan Rüstem Paşa Camii İstanbul’daki tarihi camiler arasında en güzel çini süslemelere sahip camilerden. Eminönü’nü gezen birçok kişi Yeni Camii‘yi ziyaret ederken, Mimar Sinan‘ın en güzel eserlerinden biri olmasına rağmen maalesef Rüstem Paşa Camii‘nden habersiz kalıyor.

Tahtakale’de dükkanların arasında kalan cami dışarıdan sade bir görünüm sergilemesine rağmen içine girildiğinde ziyaretçilerine adeta bir çini müzesi havası yaşatıyor. Bu güzel yapıyı bina ettiren ise Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan’ın eşi Sadrazam Rüstem Paşa.

Rüstem Paşa Camii Hikayesi

Rüstem Paşa Camii Çinileri

Rüstem Paşa Camii İçi Çiniler

Rüstem Paşa, Kanuni döneminin en önemli sadrazamlarından birisi olmuş. Bir sadrazamdan çok, bir sarrafın ihtiyaç duyacağı ekonomi bilgilerine sahip, hırslı biriymiş. Kanuni onu daha üçüncü vezirken gözüne kestirmiş ve kızı Mihrimah ile evlendirmeye karar vermiş.

Sadrazam olduktan sonra Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinde için gerekli entrikalara girişerek, kayınvalidesi Hürrem Sultan’dan olma şehzadelere saltanat yolunun açılmasını sağlamış. Yeniçeriler Mustafa’yı çok sevdiği için bir süre sadrazamlıktan uzaklaştırılsa da, yerine getirilen Ahmet Paşa’nın idam edilmesini sağlayarak koltuğuna geri oturmuş.

Kanuni döneminde imparatorluk artık doruğa varmıştı. Gelir sabitleşirken, gider sürekli artıyordu. Rüstem Paşa kaynak bulmak için tımar sistemini değiştirmiş. Kısa vadede nakit bulunurken, uzun vadede sistem çökmüş. Böylece Rüstem Paşa uzun vadede yıkım getirmiş ekonomik dahiler grubuna katılanlardan biri olmuş. Rüstem Paşa Cami’nin ondan fazla dükkan üzerinde yükseldiğini belirterek ekonomik bağlantıyı sağlamış olayım.

Rüstem Paşa’nın türbesi kendi yaptırdığı camide bulunmuyor. Türbesi, Kanuni’nin erken yaşta vefat eden oğlu Mehmet için yaptırdığı Şehzade Cami’ndedir.

Rüstem Paşa Camii Çinileri

Rüstem Paşa Camii Çinileri

Rüstem Paşa Camii Dışı Çiniler

Cami mimarisinden çok çinileriyle dikkatleri çekiyor. Cami süslemesinde kullanılan çinilerin başka camilerde görülenin aksine dış duvara taşmış. Burada görülen çiniler kırmızı rengin bulunuşundan sonraki en parlak döneminin eserleridir. Bu çapta çini yoğunluğu başka hiçbir camide bulunmaz.

Cami içindeki çini süslemelerinde 66 farklı lale, 45 farklı karanfil motifi bulunuyor. Avlu tarafında ana giriş kapısının sol tarafında cennet bahçesini andıran bir çini pano bulunur. Büyük iki ağaç gövdesi çevresinde çini süslemelerinde kullanılan laleler, sümbüller, nar çiçekleri, salkımlar ve diğer çiçekler ile zenginleştirilmiş bu panoda bir bahar ağacı süslemesi yer alır.

Ana giriş kapısının sağ tarafındaki kısımda çini karolarda yer alan bitki motifli kompozisyon içinde caminin yapımından daha sonra eklendiği anlaşılan bir Kabe çinisi bulunur. Üzerindeki yazıdan 1651 yılında yapıldığı anlaşılan Kabe çinisinde Mescid-i Haram içerisinde bulunan yapılar yer alıyor.

Cami içinde en göze çarpan çini süslemeler mihrap kısmında göze çarpmakta. Mihrap içinde yer alan panolarda çift kulplu ve ayaklı yan yana sıralanmış 6 adet vazo ve vazoların üstünde bitkisel motifler bulunuyor.

Ana kubbe altı ile kemerler arasında kalan 8 üçgen alanda işlenen Allah (c.c), Hz. Muhammed, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin yazılı panolar ile etrafındaki motifler cami içindeki diğer güzel çini panolardan.

Cami girişi çiniler

Yapı Osmanlı döneminde yapılan iş hanı ve cami birleşiminin bir örneği olmuş. Zemin kat üzerine inşa edilen cami bu sayede Haliç’e hakim bir konuma gelmiş. Merdiven çıkılarak girilen yapının alt katında depolar ve dükkanlar bulunuyor. Külliye yapısı içinde çarşı haricinde şadırvan, Büyük ve Küçük Han bulunuyor.

Sinan’ın bu camiyi Edirne’deki Selimiye’nin küçük bir hali olmak üzere yaptığı söylenir. İkisinin yapılışı arasında epey bir zaman bulunmakla birlikte, planda benzerlik vardır. Caminin büyük kubbesi sekiz dayanağa oturur ve dört kemer ile dört yarım kubbe ile desteklenir.

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Rüstem Paşa Camii Avlusu

Camii Avlusu

Rüstem Paşa Camii, İstanbul’un en kalabalık yerlerinden biri olan Fatih ilçesi Eminönü Meydanı‘na yakın bir konumda bulunuyor. Meydanda Osmanlı döneminde en uzun sürede inşa edilen Yeni Cami ile komşudur. Bu caminin ilginç hikayesini merak ediyorsanız Yeni Cami yazıma bakabilirsiniz.

Yapıya ulaşmak için Eminönü otobüs duraklarının karşı tarafında bulunan ana caddeden Mahkeme Sokağına girip, sonrasında biraz ilerledikten sonra sol tarafınızda kalan merdivenlerden çıkıyorsunuz. Tahtakale içerisinde farklı sokaklardan da camiye ulaşım mümkündür. Ziyaret sırasında camide ibadette yapıldığından ziyaretçilerin belli kurallara uyması gerekmektedir.

Camiye toplu taşıma araçlarını kullanarak gidebilmeniz için Eminönü Meydanı ulaşmanız yeterli. Rüstem Paşa Camii’ne toplu taşıma ile ulaşmanın en kolay yollarından birisi Bağcılar-Kabataş tramvay hattını kullanmak. Tramvay hattında Eminönü durağında indikten sonra 5-10 dakikalık bir yürüyüş ile camiye ulaşabilirsiniz.

Meydanın bulunduğu alana ulaşmanın en güzel yolu ise vapura binmek. Anadolu tarafından ulaşmak için Üsküdar veya Kadıköy‘den Eminönü’ne kalkan vapurlara binebilirsiniz. Bunun yanı sıra Marmaray ile ulaşmak için Sirkeci durağında inmeniz yeterlidir. Otobüs ile ulaşmak için Eminönü’ne giden tüm hatlara binebilirsiniz.

Rüstem Paşa Camii’ne aşağıda yer alan harita üzerindeki konumu tıklayarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynakça:

Ayvansaraylı Hafız Hüseyin, Hadîkatü’l-cevâmi, 1. Cilt Tercüman Aile ve Kültür Yayınları, 1987

Gülüzar Çevik, Rüstem Paşa Camii Çinilerinde Lale ve Karanfil Motifleri, F.S.M. Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları (Çini) Anasanat Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014

islamansiklopedisi.org.tr/rustem-pasa-kulliyesi

The post Rüstem Paşa Camii (Çinileri, Hikayesi, Nerede..) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/rustem-pasa-camii-cinileri/feed/ 0
Şehzade Camii (Şehzadebaşı Camii) Hakkında Bilgi (Özellikleri, Hikayesi, Nerede) https://istanbuldagez.net/tarihi/sehzade-camii-sehzadebasi-nerede/ https://istanbuldagez.net/tarihi/sehzade-camii-sehzadebasi-nerede/#respond Wed, 09 Mar 2022 08:35:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=820 Kanuni Sultan Süleyman‘ın 22 yaşında vefat eden oğlu Şehzade Mehmet için yaptırdığı Şehzade Camii, İstanbul’daki tarihi camiler arasında bulunan en önemli anıtsal yapılardan biri. Şehzadebaşı Camii olarak da bilinen yapı, Mimar Sinan‘ın mimarbaşı olduktan sonra sanatının gelişimini gösteren basamakların başında yer alıyor. Cami ile birlikte toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılan Şehzade Külliyesi, Mimar Sinan tarafından çıraklık dönemi eseri olarak tanımlanıyor. Şehzade Camii Hikayesi Şehzade Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman’ın beş oğlu arasında en çok sevdiği ve veliaht olarak düşündüğü söylenen oğludur. Manisa Sancağında Vali iken 1543 yılında erken bir yaşta vefat eden Şehzade Mehmet’in haberini Kanuni Estergon seferi dönüşünde alır. Kanuni şehzadesine olan sevgisi sonucu onun

The post Şehzade Camii (Şehzadebaşı Camii) Hakkında Bilgi (Özellikleri, Hikayesi, Nerede) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Kanuni Sultan Süleyman‘ın 22 yaşında vefat eden oğlu Şehzade Mehmet için yaptırdığı Şehzade Camii, İstanbul’daki tarihi camiler arasında bulunan en önemli anıtsal yapılardan biri. Şehzadebaşı Camii olarak da bilinen yapı, Mimar Sinan‘ın mimarbaşı olduktan sonra sanatının gelişimini gösteren basamakların başında yer alıyor.

Cami ile birlikte toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılan Şehzade Külliyesi, Mimar Sinan tarafından çıraklık dönemi eseri olarak tanımlanıyor.

Şehzade Camii Hikayesi

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii Dış Avlusu

Şehzade Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman’ın beş oğlu arasında en çok sevdiği ve veliaht olarak düşündüğü söylenen oğludur. Manisa Sancağında Vali iken 1543 yılında erken bir yaşta vefat eden Şehzade Mehmet’in haberini Kanuni Estergon seferi dönüşünde alır. Kanuni şehzadesine olan sevgisi sonucu onun için önce bir türbe, sonrasında büyük bir cami yaptırmış.

Mimar Sinan, Sai Mustafa Çelebi’ye yazdırdığı “Tezkiretü’l Bünyan” adlı eserde, Kanuni Sultan Süleyman’ın Şehzade Mehmet’in temiz ruhları için İstanbul’un Eski Odalar semti yakınında büyük bir cami yapılmasını ve yapımına türbeden başlanması emrettiğini nakleder.

Kanuni’nin bu camiyi genç yaşta ölen oğlu Mehmet için yaptırdığı genel olarak kabul edilen görüştür. Bunun yanı sıra Kanuni’nin önce bu camiyi kendisi için düşündüğü, ancak cami bitince Sinan’ın daha iyisini de yapabileceğini söylemesi üzerine bu camiyi Şehzade Mehmet’e adadığı da söylenir.

Şehzade Camii Özellikleri

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii İç Avlusu

Şehzade Cami, Mimar Sinan’ın İstanbul’da inşa ettiği ilk anıtsal yapıdır. Sinan daha sonra bu camiyi çıraklık döneminde yaptığını söylemiş. Böylesi bir yapıyı yapan “çırak” ancak Mimar Sinan olabilirdi. Osmanlıda Ayasofya gibi büyük kubbe ve altına geniş bir mekan yapma arzusu bu cami ile kısmen karşılanmış.

Sinan kubbeyi dört payeye dayandırmış ve bunun dışında hiç sütun kullanmamış. Böylece iç mekanda genişlik etkisi alabildiğine artmış. Büyük kubbe dört yanından dört yarım kubbeyle desteklenmiş. Bu plan doğal olarak eksiksiz bir simetri oluşturmuş.

Mimar Sinan tam bir deha. Bir camide uyguladığı planı başka bir camide uygulamamış. Daha sonraki eserleri olan Süleymaniye ve Selimiye Camilerinde daha farklı planlar denemiş. Ancak kendisinden sonra gelen Osmanlı Mimarları onun yapılarında kullandığı planları daha ileriye taşıyamamış. Sultan Ahmet ve Yeni Cami gibi anıtsal yapılarda mimarlar Sinan’ın çıraklık dönemi eseri olan Şehzade Cami’nin planını tekrar etmişler.

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii İçi

İç mekanın sadeliğine karşın Sinan caminin dışını süslemek ve herhangi monotonluğa yer vermemek için çok çalışmış. Buna örnek olarak caminin iki minaresinde güzel taş işlemelerine Mimar Sinan’ın yaptığı diğer eserlerde rastlanılmaz. Ortasında şadırvan bulunan iç avlunun etrafı 12 sütun üzerine oturtulan 16 kubbe ile örtülü revakla çevrili. İç avlunun Taç Kapısı Anadolu Selçuklu Taç Kapıları geleneğine sahip.

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii İçiKülliyenin ilk yapısı olan Şehzade Mehmet Türbesi Osmanlı Mimarisinde yer alan türbeler arasındaki en güzel örneklerden biri. Türbe Şehzade Mehmet için camiden önce yapılmış. Mimar Sinan’ın süslemeleri bakımından özenerek yaptığı bir eser.

Türbelerin olduğu kısımda Kanuni’nin damadı Rüstem Paşa’nın da türbesi bulunuyor. Rüstem Paşa’nın Eminönü’nde kendi yaptırdığı, içinde çok güzel çini süslemelerin bulunduğu bir cami bulunmasına rağmen türbesi burada yer alıyor.

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii Taç Kapısı

Şehzadebaşı Camii, Fatih ilçesinde Beyazıt’tan Edirnekapı’ya giden cadde üzerinde Tarihi Yarımada‘ya hakim bir noktada bulunmakta. Yapı Beyazıt Külliyesi ile Fatih Külliyesi arasında bir alanda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının karşısında yer alır. Camiye yakın alanda görülmesi gereken tarihi camiler arasında ayrıca Süleymaniye Camii bulunuyor.

Külliyenin bulunduğu alana toplu taşıma araçlarını kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma araçlarıyla ulaşmanın en kolay yollarından biri Hacıosman-Yenikapı metro hattını kullanmak. Metro hattında Vezneciler durağında indiğinizde yürüyerek 5 dakikada yapıya ulaşabilirsiniz.

Şehzade Camii Hakkında Bilgi

Şehzade Camii Dış Avlusu

Bunun yanı sıra Bağcılar-Kabataş tramvay hattında Laleli durağında indiğinizde Büyük Reşit Paşa Caddesini takip ederek 10-15 dakikalık bir yürüyüş ile yapıya ulaşmak mümkün. Otobüs ile Taksim, Eminönü veya Vezneciler’e giden ve Şehzadebaşı’ndan geçen hatlardan birine bindiğinizde İstanbul Büyükşehir Belediyesi durağında inmeniz yeterlidir.

Şehzadebaşı Camii’ne aşağıda yer alan harita üzerindeki konumu tıklayarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynakça:

Sai Mustafa Çelebi, Yapılar Kitabı, Tezkiretü’l Bünyan ve Tezkiretü’l Ebniye, Koçbank 2003 

Murat Belge, İstanbul Gezi Rehberi

istanbulkulturturizm.gov.tr/sehzade-kulliyesi

The post Şehzade Camii (Şehzadebaşı Camii) Hakkında Bilgi (Özellikleri, Hikayesi, Nerede) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/sehzade-camii-sehzadebasi-nerede/feed/ 0
Pierre Loti Tepesi (Hikayesi, Tarihi, Nerede…) https://istanbuldagez.net/tarihi/pierre-loti-tepesi/ https://istanbuldagez.net/tarihi/pierre-loti-tepesi/#respond Tue, 08 Mar 2022 09:00:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=1366 Eyüp Sultan Camii’nin sırtlarında bulunan Pierre Loti Tepesi, Haliç manzarasının en güzel seyredilebildiği yerdir. Bu tepeye çıktığınızda sizi bir zamanlar Fransız yazar Pierre Loti’nin oturup saatlerce, bıkmadan usanmadan hülyalı gözlerle Haliç’i seyrettiği kahve karşılıyor. Pierre Loti Tepesi’nin yamaçları Osmanlı döneminden günümüze kadar mezarlık alan olarak kullanılmış. Bunun güzel bir sonucu olarak tepenin etrafı ağaçlık bir alana sahip. Tepeye teleferik ile çıkabileceğiniz gibi, mezarlığın içinden geçen taş döşemeli patika yoldan yürüyerek de ulaşabilirsiniz. Seyrine doyum olmayan bir manzaraya sahip Pierre Loti Tepesi, İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Pierre Loti Tepesi Hikayesi Osmanlı döneminde burada bulunan kahvenin ismi aslında Rabia Hatun Kahvesi’ymiş.

The post Pierre Loti Tepesi (Hikayesi, Tarihi, Nerede…) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
Eyüp Sultan Camiinin sırtlarında bulunan Pierre Loti Tepesi, Haliç manzarasının en güzel seyredilebildiği yerdir. Bu tepeye çıktığınızda sizi bir zamanlar Fransız yazar Pierre Loti’nin oturup saatlerce, bıkmadan usanmadan hülyalı gözlerle Haliç’i seyrettiği kahve karşılıyor.

Pierre Loti Tepesi’nin yamaçları Osmanlı döneminden günümüze kadar mezarlık alan olarak kullanılmış. Bunun güzel bir sonucu olarak tepenin etrafı ağaçlık bir alana sahip. Tepeye teleferik ile çıkabileceğiniz gibi, mezarlığın içinden geçen taş döşemeli patika yoldan yürüyerek de ulaşabilirsiniz.

Seyrine doyum olmayan bir manzaraya sahip Pierre Loti Tepesi, İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Pierre Loti Tepesi Hikayesi

Pierre Loti Tepesi Hikayesi
Pierre Loti Tepesi Kahvesi Haliç Manzarası

Osmanlı döneminde burada bulunan kahvenin ismi aslında Rabia Hatun Kahvesi’ymiş. Ancak Pierre Loti’nin burada “Aziyade” isimli romanını yazması sonrasında kahve ve tepe kendi adıyla anılır olmuş. Yolu ilk olarak 1876 yılında bir deniz subayı olarak İstanbul’a düşen Pierre Loti’nin kendisini anlattığı romanında geçtiğine göre kendisi burada evli bir kadına aşık olmuş.

İstanbul’un güzelliğine kendini kaptırıp da, bunu ister fırçasıyla tablolarında, ister kalemle yazılarında dile getiren nice ünlü yabancı sanatçı ve yazar vardır. Ama birçok şöhretli isim arasında adını kalplere gömen tek isim Pierre Loti’dir. Çünkü Pierre Loti Türklere olan sevgisini romantik bir dille kaleme aldığı romanında anlatmasının yanı sıra, kurtuluş mücadelesi yıllarında Avrupa’da yaptığı lobi faaliyetleriyle de işgale karşı çıkarak kurtuluş mücadelesini desteklemiş.

İstanbul’da görevli olduğu dönemde Eyüp’te bir ev kiralayan Pierre Loti burada yaşamaya başlar. Türkçeyi öğrenir ve Türkler arasında yaşar. Çoğu zaman tepedeki kahveye çıkarak burada zamanını geçirir. Aşık olduğu kadınla da zaman zaman o dönem gayrimüslimlerin yaşadığı Beyoğlu tarafında gizli olarak görüşme fırsatı bulur.

İstanbul’da iki yıl kaldıktan sonra görevi sona eren Pierre Loti Eyüp’ten ayrılmak zorunda kalır. 1879 yılında İstanbul’da yaşadıklarını konu alan “Aziyade” isimli romanı yayımlanır. 1887 yılında tekrar İstanbul’a dönme imkanı bulduğunda ise aşık olduğu kadın vefat etmiştir. Pierre Loti’nin Eski Topkapı Mezarlığı’nda Aziyade’nin kabrini ziyaret ederken çektirdiği bir fotoğraf arşivlerde bulunuyor.

Pierre Loti Tepesi Hikayesi
Pierre Loti Tepesi Kahvesi

Eski bir Türk Mahallesi havasının verildiği bölgede, küçük bir otel, restoran, tarihi kahve, kafeler ve hediyelik eşya dükkanları bulunmakta. Eyüp Sultan Camii tarafından tepeye çıktığınızda ilk olarak tarihi kahvenin bulunduğu yere ulaşıyorsunuz. Buradan içeri kısımlarda ise restoran ve kafelerin bulunduğu diğer alanlar var.

Haliç manzarasının en iyi seyredilebildiği tarihi kahvede sıcak ve soğuk içecekler servis ediliyor. Teleferiğin bulunduğu yerde geniş bir seyir terası var. Buradan Haliç’i izleyerek bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Ayrıca terasta bulunan seyir dürbünü ile Tarihi Yarımada’yı tepeden izleme imkanına erişebilirsiniz.

Tepeye teleferik ile çıkıp inmek seyir açısından ayrıca bir güzellik yaşatıyor. Ancak seferler seyrek yapılabildiğinden özellikle hafta sonları teleferik bekleme kuyrukları oluyor. Pierre Loti Tepesi teleferik ücreti İstanbulkart ile tek basım olarak fiyatlandırılıyor. Eğer isterseniz çıkış sırasında olmasa da inişte taş döşemeli patika yolu tercih edebilirsiniz.

Bu patika yol üzerinde Kurtuluş Savaşı’nın önemli komutanlarından Fevzi Çakmak ve Edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek‘in kabirlerini de görebilirsiniz. Ağaçların içinden yapacağınız yürüyüşün size ayrıca güzel geleceğini söyleyebilirim.

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Pierre Loti Tepesi Hikayesi
Pierre Loti Tepesi Yolu

Pierre Loti Tepesi, Eyüp Sultan ilçesinde, Eyüp Sultan Camii’nin üst tarafında bulunuyor. Tepenin bulunduğu yerden Haliç’in iki yakasını, yani Beyoğlu ve Fatih tarafını görebiliyorsunuz. Haliç’in Tarihi Yarımada tarafında yükselen cami kubbeleri ve minareleri görülmeye değer.

Tepenin altında ziyaret edilmesi gereken bir yerde Eyüp Sultan’dır. Eyüp Sultan’ın İstanbul’da nasıl vefat ettiğini, kabrinin bulunuşunu, türbesi hakkında daha birçok bilgi ve görseli Eyüp Sultan Türbesi ve Camii yazımdan ulaşabilirsiniz.

Toplu taşıma araçlarını kullanarak tepenin bulunduğu yere rahatlıkla ulaşmak mümkün. Toplu taşımayla ulaşmanın en hızlı yolu metrobüs kullanmak. Metrobüs’e bindiğinizde Ayvansaray-Eyüp durağından indikten sonra 15 dakika kadar yürüyerek teleferiğe ulaşabilirsiniz.

Cibali-Alibeyköy Tramvay hattını kullanarak Eyüp Sultan Teleferik durağında inerek ulaşmanız mümkün. Otobüs ile gitmek isterseniz Eyüp Sultan’a giden otobüsleri kullanabilirsiniz. Yenikapı, Edirnekapı veya Eminönü’nden Eyüp Sultan’a giden birçok otobüs hattı bulunmakta.

Kendi aracınızla gitmek isterseniz Eyüp Sultan Camii çevresinde aracınızı park edebileceğiniz ücretli otopark alanları mevcut. Bunun yanı sıra tepenin arka kısmından da özel aracınız ile tesislerin bulunduğu yere ulaşım mümkün.

Tepeye aşağıda yer alan haritadaki işaretli konumu kullanarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynakça:

Mehmet Nermi Haskan,  Eyüplü Meşhurlar, Eyüp Belediyesi Kültür Yayınları 

istanbulkulturturizm.gov.tr

The post Pierre Loti Tepesi (Hikayesi, Tarihi, Nerede…) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/pierre-loti-tepesi/feed/ 0
Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar ve Edirnekapı) Bilgileri (Hikayesi, Tarihi, Özellikleri) https://istanbuldagez.net/tarihi/mihrimah-sultan-camii-kulliyesi/ https://istanbuldagez.net/tarihi/mihrimah-sultan-camii-kulliyesi/#respond Mon, 07 Mar 2022 10:09:00 +0000 https://istanbuldagez.net/?p=726 İstanbul’daki tarihi camiler arasında Kanuni Sultan Süleyman‘ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan‘a yaptırılan iki farklı Mihrimah Sultan Camii bulunuyor. Bu camilerden biri Üsküdar Meydanı’nda iskele karşısında, diğeri ise Edirnekapı‘da surların yanında bulunuyor. Padişah eşleri arasında İstanbul’da ilk büyük “haseki” külliyesini Hürrem Sultan‘ın yaptırmasına benzer olarak, Mihrimah Sultan’da İstanbul’a iki külliye birden kazandırmasıyla padişah kızları arasında ilk sırada yerini almış. 1. Mihrimah Sultan Camii Hikayesi Her ikisi de Mimar Sinan‘ın eseri olan yapılardan Üsküdar‘da bulunanı 1548 yılında inşa edilmiş. Fatih ilçesi Edirnekapı‘da bulunan ve Edirnekapı Camii olarak da bilinen cami ise ilkinin tamamlanmasından 17 yıl sonra 1565 yılında ibadete açılmış. Mihrimah Sultan Camii denilince

The post Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar ve Edirnekapı) Bilgileri (Hikayesi, Tarihi, Özellikleri) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
İstanbul’daki tarihi camiler arasında Kanuni Sultan Süleyman‘ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan tarafından Mimar Sinan‘a yaptırılan iki farklı Mihrimah Sultan Camii bulunuyor. Bu camilerden biri Üsküdar Meydanı’nda iskele karşısında, diğeri ise Edirnekapı‘da surların yanında bulunuyor.

Padişah eşleri arasında İstanbul’da ilk büyük “haseki” külliyesini Hürrem Sultan‘ın yaptırmasına benzer olarak, Mihrimah Sultan’da İstanbul’a iki külliye birden kazandırmasıyla padişah kızları arasında ilk sırada yerini almış.

1. Mihrimah Sultan Camii Hikayesi

Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii Özellikleri

Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii

Her ikisi de Mimar Sinan‘ın eseri olan yapılardan Üsküdar‘da bulunanı 1548 yılında inşa edilmiş. Fatih ilçesi Edirnekapı‘da bulunan ve Edirnekapı Camii olarak da bilinen cami ise ilkinin tamamlanmasından 17 yıl sonra 1565 yılında ibadete açılmış.

Mihrimah Sultan Camii denilince günümüz yazılarında bu yapıların güzelliklerinden ziyade tamamen gerçek dışı olan Mimar Sinan ile Mihrimah arasındaki aşk karşımıza çıkıyor.

Uydurulan aşk hikayesinin özeti ise şu şekilde. Mihrimah (doğru kullanılışı Mihrümah) adı Farsça’da “Ay ve Güneş” anlamındadır. Mihrimah Sultan 17 yaşına gelince evlendirilmek istenmiş. Taliplerinden biri Diyarbekir Valisi Rüstem Paşa, diğeri de Mimarbaşı Koca Sinan. Ancak Mihrimah Sultan, Sinan’a verilmez, o da aşkını sanatına döker.

Gerçek dışı aşk hikayesinin devamında ise buna delil olarak şu ilginç ayrıntı veriliyor. 21 Mart‘ta gece ile gündüz eşitlenince Beyazıt Yangın Kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan bakan bir kimse, Üsküdar‘daki caminin ardından ayın doğduğunu görürken, Edirnekapı‘daki caminin ardından güneşin battığını görebiliyor. Bu şekilde Mihrimah Sultan’ın doğum günü olan 21 Mart’ta ay ve güneş iki cami üzerinde durarak Mihrü Mah gerçekleşiyor.

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii Özellikleri

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii

Bu aşk hikayesi hiçbir gerçekliğe dayanmadığı gibi aslında kendi içinde de uydurmaları bulunuyor. Tarihi kaynaklarda Mihrimah Sultan’ın bırakın doğum gününü, doğum yılı bile net olarak belli değil. Rüstem Paşa da Mihrimah Sultan’ın taliplisi olmamış, bunu bizzat Kanuni istemiş.

2. Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar) Özellikleri

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii nerede

Üsküdar Camii Avlusu

Eserlerini bina ettirenlerin kişiliklerine uygun olarak yapan Mimar Sinan, Üsküdar Mihrimah Sultan Camii‘nde bir Padişah kızına yakışan zarafet ve sadeliği ortaya çıkarmış. Cami, Sinan’ın erken dönem eserlerinden. Diğer camilerle kıyaslandığında iç ve dış görünüşte bu acemilik döneminin izleri görülür.

Klasik cami girişlerinden farklı olarak yapının girişinde üzeri dik çatı ile örtülü revaklı bir giriş bulunuyor. Revaklar üzerindeki dik çatılar estetik bir görünüm vermesinin yanı sıra boğaz tarafından gelen rüzgarlara karşı da korunma sağlıyor.

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii Özellikleri

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii İçi

Hiçbir yerinde büyük düzlem bölümleri bulunmayan cami içinde fazla bir süsleme bulunmuyor. Sadeliğin hakim olduğu iç mekana oranların uyumu ile güzellik sağlanmış. Yapının batı duvarı ile kıble duvarının birleştiği yerde 1769 yılında Muhammed Arif tarafından yapılan bir güneş saati bulunuyor.

Caminin önünde Lale Devrinin anıtsal meydan çeşmelerinden olan Üsküdar Meydan Çeşmesi ya da bilinen diğer adı ile III. Ahmet Çeşmesi, III. Ahmet’in emriyle 1728-1729 yılları arasında annesi Rabia Emetullah Gülnuş Sultan’ın hayratı olarak yapılmış.

3. Nerede ve Nasıl Gidilir?

Üsküdar Mihrimah Sultan Camii Özellikleri

Üsküdar Camii Avlusu

Cami Üsküdar Meydanı’nda iskele karşısında bulunuyor. Şemsi Paşa Camii ve Yeni Valide Camii‘de yine aynı meydan çevresinde bulunan diğer tarihi camilerden. Ayrıca camiye yakın bir konumda bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Camii ve Türbesi manevi yerler arasında ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Caminin bulunduğu alana toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak oldukça kolay. Avrupa yakasından ulaşmak için Eminönü veya Beşiktaş’tan kalkan vapurları tercih edebilirsiniz. Marmaray ile ulaşmak isterseniz Üsküdar durağında inmeniz yeterli. Anadolu yakasından ulaşmak için Üsküdar-Çekmeköy metro hattını kullanabileceğiniz gibi, Üsküdar Meydana giden otobüsleri de kullanabilirsiniz.

Üsküdar’da bulunan Mihrimah Sultan Külliyesi’ne aşağıda yer alan haritada işaretli konumu kullanarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

4. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii Bilgileri

Edirnekapı Mihrimah sultan Camii Mimari Özellikleri

Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii Avlusu

Tarihi Yarımada’nın yedi tepesinin en yükseğinde bulunan yapı halk arasında Edirnekapı Camii olarak da biliniyor. Sinan’ın Üsküdar’da yaptığı ilk cami iyi ışık almamaktadır. Kim bilir belki de Mihrimah Sultan’ın yakınması üzerine Sinan bu camide her şeyden önce ışığı yakalamaya çalışmış.

Bir camide kullandığı planı başka bir camide kullanmayan Mimar Sinan, bu yapıda tek büyük kubbe özelliğini kullanmış. Bu şekilde oluşturulan kemerli düz duvarlarda başka hiçbir camide olmadığı kadar pencereye yer kalmış. Bu şekilde aydınlık ve ferah iç mekan sağlanmış.

Edirnekapı caminin Üsküdar’daki camiden farklı olarak iki yerine bir minaresi bulunuyor. Şadırvanın bulunduğu avlu etrafında 17 adet medrese öğrencilerine ait odalar bulunuyor.

Edirnekapı hem Bizans’ta hem de Osmanlı’da önemli bir semt olmuş. Caminin kuzey tarafında bulunan ve semte ismini veren kapı günümüzde halen görülebilir. Bu kapı Bizans imparatorlarının sefere çıkarken veya dönerken kullandıkları tören kapısıymış. İstanbul’un fethinden sonra Fatih’in atının üstünde şehre girdiği yer olduğu belirtilen kapı, Osmanlı döneminde padişahlar tarafından Eyüp Sultan Camii’nde kılıç kuşandıktan sonra şehre girmek içinde kullanılmış.

5. Nerede ve Nasıl Gidilir?

Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii mimari özellikleri

Edirnekapı Camii İçi

Yapı Fatih ilçesinde Edirnekapı‘da surların yanında bulunuyor. Yapıya toplu taşıma ile metrobüs ve tramvay kullanarak rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Metrobüs‘ü kullanarak Edirnekapı durağında indiğinizde 10 dakikalık bir yürüyüş ile caminin bulunduğu alana ulaşmanız mümkün.

Tramvay ile ulaşmak için Topkapı-Habibler tramvay hattını kullanarak Edirnekapı durağında indiğinizde 5 dakikalık bir yürüyüş yapmak yetiyor.

Edirnekapı’da bulunan Mihrimah Sultan Külliyesi’ne aşağıda yer alan haritada işaretli konumu kullanarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynakça:

Murat Sav, Kıvanç H. Kuşüzümü, Restorasyon Çalışmaları Çerçevesinde Mihrimah Sultan Camii

Hakkı Kaya Ocakaçan, Söylence Aşkların Eseri: Mihrimah Sultan Camii

istanbulkulturturizm.gov.tr/mihrimah-sultan-kulliyesi

The post Mihrimah Sultan Camii (Üsküdar ve Edirnekapı) Bilgileri (Hikayesi, Tarihi, Özellikleri) appeared first on İstanbul'da Gezilecek Yerler.

]]>
https://istanbuldagez.net/tarihi/mihrimah-sultan-camii-kulliyesi/feed/ 0