Ayasofya Camii (Özellikleri, Tarihi, Eserleri, Nerede…) Hakkında Bilgi

Ayasofya Camii, İstanbul’daki tarihi yapılar arasında günümüze ulaşan en eski ve görkemli eser. Yapıldığı dönemde Doğu Roma(Bizans) İmparatorluğu’nun en muhteşem katedral binası olan yapı, İstanbul’un fethinden sonrada önemini devam ettirmiş.

Camiye çevrilmesi sonrasında ilave edilen İslami eserler ile daha bir zengin hale gelen yapı, devasa kubbesi altındaki geniş mekanı ve mimari güzelliği her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamakta.

Ayasofya Camii Tarihi

Ayasofya Camii İçi
Ayasofya Camii İçi

Kutsal bilgelik anlamına gelen Ayasofya‘nın yapımı, 532 yılında meydana gelen Nika İsyanı’nın bir sonucudur. İmparator Justinianus ve eşi Teodora’ya karşı ayaklananlar Nika(Zafer) diye bağırarak isyan çıkarmış. İsyancıların yaktıkları yapılar arasında bugünkü Ayasofya’nın yerinde bulunan bir kilisede bulunuyormuş. İsyanın bastırılmasından sonra imparatorun kiliseyi tekrar yaptırmak istemesiyle bugünkü anıt ortaya çıkmış. İmparatorluk Kilisesi olarak inşa edilen Ayasofya açıldıktan sonra Doğu Roma İmparatorlarının taç giyme merasimleri düzenlendiği bir yer haline gelmiş.

Ayasofya, yapımının üstünden geçen 1000 yıl sonunda Sen Piyer, Süleymaniye gibi yapılar yapılana kadar dünyanın en büyük mabediydi. Bugün bu yapıyı önemli kılan özelliği yapımından ancak 1000 yıl sonra kendisine denk bir yapının yapılabilmiş olmasıdır.

1204 yılındaki Latin İşgali sırasında İstanbul’un çoğu yeri olduğu gibi Ayasofya’nın da değerli eserleri yağmaya uğramış. 1453 yılında İstanbul’un fethedilmesinden sonra ise fethedilen yerlerdeki büyük kiliselerin camiye dönüştürülmesi geleneğine uygun olarak Ayasofya’da camiye çevrilmiş. Ayasofya ile ilgili özellikle Mimar Sinan’ın yaptığı çalışmalar Latin İşgalinde harap olan yapının günümüze ulaşmasında önemli rol oynamış.

Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi ise Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 1930-1935 yılları arasında yapılan çalışmalar sonrası gerçekleşmiş. 24 Temmuz 2020 tarihinde ise Ayasofya 86 yıl aradan sonra kılınan cuma namazı ile tekrar ibadete açıldı.

Ayasofya Camii İçindeki Eserler

Ayasofya Camii İçi
Ayasofya Kubbesi

Ayasofya Camii içinin en görkemli yanı hiç kuşkusuz havada asılı gibi duran, orta mekana hakim kubbenin yüksekliği ve büyüklüğü. İnsanlık ilk defa bu yapı ile kubbeyi sütunlar ve kemerler üzerine inşa etmeyi becermiş. Ayasofya’nın kubbesinde bulunan altı kanatlı dört melek figürü ile meleklerin tanrının tahtını koruduğu simgelenir. Kubbe ise tanrının tahtı olan gökyüzünü temsil eder.

Sultan Abdülmecid döneminde yapılan onarım çalışmalarında yerden yüksekliği 55 metre olan kubbenin içine “Allah göklerin ve yerin nurudur” anlamındaki Kur’an-ı Kerim’in Nur Suresi’nin 35. Ayeti yazılmış.

Ayasofya Camii Minber ve Mihrabı
Ayasofya Camii Mihrabı

Ayasofya Camii içinde Osmanlı döneminde eklenen çok güzel eserler bulunmakta. Ayasofya’nın görkemine uygun olan büyük yuvarlak hat levhaları Sultan Abdülmecid döneminde yapıya ilave edilmiş. Yeşil zemin üzerine altın yaldızla ile Allah (c.c), Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in isimlerinin yazılı olduğu levhalar, İslam Dünyası’nın en büyük hat levhaları olarak gösteriliyor.

Bolca altın yıldızın kullanıldığı gösterişli mihrap Osmanlı’da 19. yüzyılda yenilenmiş. Mihrabın sağında ve solunda bulunan şamdanlar Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan’ı fethi sonrasında Budin’den getirilmiş. Mihrabın arkasında duvarı boydan boya saran mavi çini kuşakta Bakara Suresi’nin 255. ayeti “Ayetü’l Kürsi” yazılı. Osmanlı’da 16. yüzyıl mermer işçiliğinin güzel bir örneği olan minber ise Sultan III. Murad döneminde yaptırılmış.

Ayasofya Müzesi Eserleri
I.Mahmud Kütüphanesi (Ayasofya)

Ayasofya Camii içinde Osmanlı döneminden kalma bir başka güzel eserde I. Mahmud Kütüphanesi’dir. Sultan I. Mahmud tarafından 1739 yılında yaptırılan kütüphane okuma salonu ve kitaplık olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Güzel çini süslemelerin bulunduğu kütüphanenin dışı revaklı ve altın yaldızlı demir şebekeli süslemeler ile çevrili.

Caminin iç girişinin sağ ve sol tarafında bulunan iki adet büyük mermer küp, Sultan III. Murad döneminde Bergama antik şehrinden Ayasofya’ya getirilmiş. Bu küpler ile kandillerde ve bayram namazlarında şerbet dağıtılırken, diğer zamanlarda su ihtiyacı için kullanılmış.

Ayasofya Camii Özellikleri

Ayasofya Müzesi Eserleri
Ayasofya Camii Girişi

Bizans dönemindeki önemini, Osmanlı döneminde de sürdüren Ayasofya’nın dış kısmında Osmanlı’dan kalma birçok eser mevcut. Bu eserlerden en dikkat çekenleri birbirlerinden farklı mimari yapıları olan minareler. Minarelerin birbirinden farklı olmasının nedeni aslında yapıldıkları dönemlerin aynı olmamasından kaynaklanıyor.

Topkapı Sarayı girişi tarafında bulunan kırmızı tuğlalı minarenin Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldığı düşünülüyor.  Ayasofya’ya giriş bölümünün sağında ve solunda yer alan iki eş minare Mimar Sinan tarafından Sultan III. Murad döneminde yapılmış. Diğer minarenin ise Sultan II. Selim döneminde yine Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılıyor.

Osmanlı’da yapılan şadırvanlar arasında bir şaheser olan Ayasofya Şadırvanı 1740 yılında Sultan I. Mahmud döneminde yapılmış. Dış kısımda dikkat çeken eserlerden biride Sultan Abdülmecid’in mozaik tuğrası. Ayasofya’nın ana giriş kapısının sağındaki duvarda bulunan tuğra, 1847-1849 yıllarında Fossati Kardeşlerin Ayasofya’da yaptığı onarımlar sırasında, Ayasofya’nın dökülmüş olan altın yaldızlı mozaik tanelerinden yaptırılmış.

Ayasofya Camii Girişi
Ayasofya İçi Giriş

Ayasofya’nın dış kısmında görülmesi gereken yerlerden biri de Padişah Türbeleri. Bu türbeler arasında en çok ilgiyi Mimar Sinan tarafından yapılan ve güzel çini süslemelere sahip olan Sultan II. Selim Türbesi görüyor. III. Murad, III. Mehmed, I. Mustafa ve Sultan İbrahim Türbesi yine ayrı güzellikte yapılar. Topkapı Sarayı tarafından ayrı bir girişi olan Padişah Türbeleri ziyaret saatleri 09.00 ile 18.00 arasında yapılabiliyor

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Ayasofya Müzesi Eserleri
Ayasofya Doğu Tarafı

Ayasofya Camii, Roma ve Osmanlı döneminden kalma birçok eserin bulunduğu Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Sultanahmet Meydanı’nda bulunan tarihi eserlerin hikayelerini, ne zaman yapıldıklarını merak ediyorsanız Sultanahmet gezilecek yerler yazıma bakabilirsiniz.

Caminin bulunduğu yere toplu taşıma araçlarıyla ulaşmanın en kolay yolu Bağcılar-Kabataş Tramvay hattını kullanmak. Bu tramvay hattına binerek Sultanahmet durağında indikten sonra 5 dakikalık bir yürüyüş ile caminin bulunduğu yere ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından ulaşmak için Üsküdar veya Kadıköy’den Eminönü’ne kalkan vapurlara binip ardından tramvaya aktarma yapabilirsiniz. Ya da bunun yerine Marmaray ile Sirkeci durağına geldikten sonra yine tramvaya aktarma yaparak ulaşabilirsiniz.

Camiye aşağıda yer alan haritada işaretli konumu kullanarak da nasıl ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Kaynak: https://www.ayasofyacamii.gov.tr/

Yorum